Dünya genelinde yaşanan ekonomik sorunlar başta olmak üzere, Türkiye’de meydana gelen doğal afetler, çevre ülkelerde devam eden savaşlar ve başka pek çok nedenle 2023 yılında ihracat olumsuz etkilendi. 2024 yılı ile birlikte ihracatta büyüme beklentisi olan sanayiciler ise, yeni yıl ile birlikte yapılan bazı düzenlemeler nedeniyle hayal kırıklığına uğradı. TİAD yaptığı açıklamada, endişelerini dile getirdi. Açıklamaya göre, gümrük bekleme süresinin normale göre çok uzaması, Türkiye imalat sanayii için “kayıpları” ifade ediyor. Buna ek İlave Gümrük Vergisi (İGV) oranlarındaki artış da, ihracat odaklı üretim yapan Türk imalatçılarına zarar verecek.
Küresel ekonomide özellikle de Avrupa’daki düşük hızlı büyüme, ihracatı olumsuz etkiledi. Dünyadaki ekonomik koşullar, geçtiğimiz ve beklediğimiz seçimlerin yarattığı belirsizlikler, çevre ülkelerde devam eden savaşların yarattığı problemler, 2023 Şubat’ında yaşadığımız deprem felaketi tüm sektörler gibi makine imalat sanayisini de derinden etkiledi. 2023 yılında takım tezgahları ihracatta artış yaşasa da büyüme hızı oldukça düşük gözlendi ve 2022’deki büyümenin yüzde 25 altında kaldı. Dövizdeki dalgalanmalar, kredi faiz oranları ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar, tüm müdahalelere rağmen yüksek seyreden enflasyon gibi olumsuzluklar yaşansa da imalatçılar takım tezgahları yatırımlarından el çekmedi. 2023 yılında takım tezgahlarının kullanımı (yurt içi satış), yüzde 10 büyüme ile 2 milyar doları aştı. Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (TİAD) değerlendirmelerine göre, yeni yıl ile birlikte gelen bazı düzenlemeler nedeniyle 2024 yılı da sanayiciler açısından zorlu geçecek görünüyor. Özellikle Gümrük bekleme süresinin uzaması ve Türkiye’de üretimi olmayan makinelere de İlave Gümrük Vergisi (İGV) getirilmesi ve oranlarının yükseltilmesi birçok sorunu beraberinde getirecek.
“TÜRKİYE’NİN İMALATTA MARKALAŞMASINA DARBE VURUR”
Konuya ilişkin TİAD’dan yapılan açıklamada, “Türkiye imalat sanayiinde özellikle otomotiv, havacılık, savunma, medikal, beyaz eşya, kalıpçılık, makine gibi üretim süreleri saniyelerle hesaplanan katma değeri yüksek sektörler için gümrük bekleme süresinin uzatılması tam olarak “kayıpları” ifade ediyor. Gümrük bekleme süresinin uzatılması nedeniyle saniyelerle planlanan üretimde zaman, para, iş kaybı ve en önemlisi küresel ölçekte ‘prestij kaybı’ yaşanıyor. Bu durum ‘Türk Malı’ nın marka değerinin düşmesine, küresel rekabet gücünün zayıflamasına ve ihracat kilogram değerinin yıllardır olduğu gibi yerinde saymasına sebep oluyor. İşi yokuşa sürülen sanayici için de üretimde iştah kaybı yaratıyor. Sanayi imalatçılarının tüm kayıpları; Türkiye’nin üreten ülkeler sınıfında da puan kaybetmesi demektir. En kaliteliyi en hızlı ve isteğe uygun üretmenin zorunluluk olduğu bir çağda gümrük bekleme süresinin uzatılması, Türkiye’nin imalatta markalaşmasına darbe vurur. Özet olarak, geciken her bir takım tezgahı imalatın gecikmesine, imalatın gecikmesi ihracatın gecikmesine, ihracattaki termin sürelerine uyamamak hem prestij kaybına, hem ceza ödenmesine hem de ülkemizin döviz kaybına sebep oluyor. Tam da Avrupa’da seyreden üretim düşüşüyle coğrafyamıza kayan siparişleri iştahla beklerken…” denildi.
“TÜRKİYE’DE ÜRETİMİ OLMAYAN TEKNOLOJİLER İGV’DEN MUAF TUTULMALI”
31 Aralık 2023’te Gümrük Vergisi ve İlave Gümrük Vergisi oranlarında değişiklik yapılmasına dair iki karar çıktı. Bu kararların da sanayiciler açısından yatırımdaki mali yüklerinin artırmakta olduğunun vurgulandığı açıklamada:
“İGV, Türkiye’deki yerli ve milli takım tezgahları üreticilerini teşvik etmek ve yatırım yapmak isteyenleri yerli ve milli teknolojilere yönlendirmek üzere hayata geçti. Ancak Türkiye’de üretimi olmayan yatay işleme merkezleri ya da üretimden iç pazara satışın ihtiyacın ancak yüzde 2’sini karşılayabildiği 5 eksen ve üzeri dik işleme merkezleri gibi teknoloji gruplarından İGV alınması herhangi bir fayda sağlamamasının yanı sıra, ek bir mali külfetle de ihracat odaklı üretim yapan Türk imalatçılarına zarar veriyor. Özellikle İGV’nin yarattığı yaklaşık yüzde 10’luk ek maliyet ihracatçı firmalara paranın maliyeti (faiz, kredi tahsisatı, vb.) ile birlikte yüzde 16 olarak yansıyor. Bu uygulama ihracatçı sektörlerin ve firmaların üretim maliyetlerini artırarak global ölçekte çok hızla ve maliyet avantajıyla büyüyen Meksika, Vietnam, Tayland, Hindistan karşısında rekabette bir adım geri düşmelerine sebep oluyor. TİAD olarak Türkiye’de üretimi olmayan takım tezgahları gruplarının GTIP’lerini ayrıştırıp Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığına sunduk. İlgili çalışmanın yapılıp düzenlemenin güncellenerek ele alınmasını ve Türkiye’de üretimi olmayan teknolojilerin İGV’den muaf tutulmasına ilişkin kararın yayınlanmasını, takım tezgahları kullanıcısı olan tüm Türkiye sanayisi ile birlikte sabırla bekliyoruz.” ifadelerine yer verildi.